DİNİ MERKEZ

Meryem Ana Kilisesi (Oyma Kilise)

MS 8 ve 10. Yy arasında yapıldığı düşünülen, Ayazini’de en çok dikkat çeken ve dünyada çok az örneğine rastlanan Meryem Ana Kilisesi aynı zamanda Oyma Kilise ve Gavur Hamamı olarak da bilinmektedir. Yapı günümüzde kullanılan adını ise kilisenin güney narteksinin (Bizans mimarilerinde kilisenin ana mekanına açılan giriş bölümü) doğu bölümünde bulunan kabartma tekniğinde yapılmış “ Tanrı Anası “ anlamına gelen monogramdan almaktadır. Oyma Kilise denmesinin sebebi tek bir tüf kayaya oyulmuş olmasıdır. Gavur Hamamı denilmesinin sebebi ise içerisinde yakın geçmişe kadar düğünlerde kazan kaynatılarak banyo yapılması nedeniyle hamam olarak kabul edilen yapının gayrimüslümlerden kaldığını belirtmektir. Yakılan ateşler sonucunda kilisenin iç kısımının tamamı kararmış durumdadır..

Üçlü apsis (kavisli ve yarım daire) şeklinde düzenlemesinin dışardan da algılanacak şekilde işlenmesi, yapıyı Anadolu’daki diğer kaya oyma kiliselerden ayıran en önemli özelliktir ve Kudüs’e baktığı düşünülmektedir. Ses akustiği muzzam olan tarih ve kültür harikası bu kilisenin içerisinde haç kabartma ve yazılara rastlanmaktadır ve sütunların yıkılmış altı ayağının izleri görülebilmektedir. Planı Yunan haçı şekline benzemektedir. Kilise 3 ana bölümden oluşmaktadır. Bunlar yan, arka ve ana hacimdir. Ana hacim ortada kubbe ile yanlarda duvar ve payeler arasında tonoz ile örtülüdür. İç oda (Naos) kavisli ve yarım daire şeklinde (Apsis) bir yapıya sahiptir. Kilise içerisinde duvarlarda birbiri peşi sıra oyulmuş kemerli nişler ve aralarında kabartma haçlar bulunmaktadır. Yine giriş kısmının yan duvarında MP-OV harfleri kabartma olarak bir yazı bulunmaktadır. Bu harfler ise Grekçede “Tanrı Anası” anlamına gelen sözlerin kısaltmasıdır.

Eser Bizanslılardan kalma olup diğer önemli bir özelliği ise giriş koridoru ve narteks (giriş bölümü) duvarlarına kazınarak yapılmış Türk boylarına ait damgalardır. Kayı, Afşar, Bayat ve Eymir boylarına ait olduğu anlaşılan damgalar, Anadolu’nun Türk hakimiyetine geçtiği dönemlerin canlı tanıklarıdır. 1921 yılı kurtuluş savaşı sıralarında Yunan askerleri de alanı benimseyerek ve kilise de hem dini törenlerini hem de askeri törenlerini yapmaları bu alanın yalnız bir topluma değil birçok toplum için önemli yere sahip olduğunu göstermektedir.

Nazlı Kilise

Ayazini yerleşiminin batısında, Meryem Ana Kilisesi’nin ise kuzeybatısında bulunan dikdörtgen planlı beşik tonoz (yarım daire biçiminde tavan örtüsü) tavanlı güneydoğu-kuzeybatı doğrultulu olan kilisenin apsisi (kavisli ve yarım daire) güneydoğudadır.

Kilise tek nefli (Kilisede apsise dik doğrultuda, birbirlerinden sütun ya da ayak dizileriyle ayrılmış, uzunlamasına mekanlar) olup, basit bir giriş bölümü, naos, bema ve apsis olmak üzere dört bölümden meydana gelmektedir. Kilisenin batı cephesinde kuzey-güney uzantılı beşik tonozlu bir giriş bölümü bulunmaktadır. Bu bölümdeki dikdörtgen formlu bir açıklıktan yapının naosuna giriş sağlanır.

Apsis girintisi ve apsis üst örtüsü yıkılarak yok olmuştur. İzlerden kemerli olarak yapıldığı anlaşılan templon ayrımı da yıkılmıştır. Nişler arasındaki geçişler pilastrlarla sağlanmıştır. Pilastrlar ve kalan templon bölümlerinin üzerinde kazıma tekniğinde yapılan çizgisel ve geometrik bezemeler işlenmiştir.

Metropolis Kilisesi

Ayazini yerleşiminin batısında küçük bir kaya kütlesi üzerinde doğu-batı doğrultusunda yerleştirilen üç nefli bu yapı naos ,bema ve apsis bölümlerinden meydana gelmektedir.

Kilisenin ana apsisi diğer iki apsisin arasında yer almakta olup iki yanında silme biçiminde pilastr düzenlemesi yapılmıştır. Kilisenin kuzey duvarının doğu kısmında dikdörtgen bölümlü kapı yer almaktadır.

Ana apsis ve güney apsissin üzerinde farklı ebatlarda birer pencereye yer verilirken yapının bema bölümünün kuzey duvarında dikdörtgen formlu bir kapı açıklığı yerleştirilmiştir. Metropolis katlı yerleşimine çok yakın olması sebebiyle, burada yaşayanların kullandığı bir kilise olarak düşünülmektedir.

Metropolis Kilisesi 10. Yy – 13. Yy arasına tarihlendirilmiştir.

Genç İsa Kilisesi

Şapel doğu-batı doğrultulu dikdörtgen planlı üzeri, üçgen kırma çatılı tek nefli ve apsislidir. Yapının kuzey naos duvarına oturma sekisi, zeminine ise mezar nişi yerleştirilmiştir. Naos duvarlarında ve templon kemerleri üzerinde fresko tekniğinde yapılmış duvar resimleri bulunmaktadır. Naosun güney duvarına haleli altı figür yapılmıştır.

Figürlerden en batıdaki daha küçük resmedilmiştir. Kısmen tahrip olmuş figürlerin kesin kimlikleri tespit edilememekle birlikte azizleri temsil ettikleri düşünülmektedir. Templon kemerinde iki yanında melek tasvirleri arasında madalyon içerisinde Emmanuel İsa(Genç İsa) betimlenmiştir.

Yapı mimari ve duvar resim özelliklerine dayanılarah 11.yy-12.yy tarihlendirilmektedir.

Yazılı Kilise

Kilise naos, bema, apsis ve ek şapel olmak üzere dört bölümden meydana gelmektedir. Yapının güney duvarında ise, ortadakinin diğerlerinden daha büyük boyutlu tutulduğu üç nişe yer verilmiştir. Ortada yer alan büyük nişin daha sonraki dönemlerde mihrap olarak yapıldığı düşünülmektedir. Yapının her iki duvarlarının önünde naosu dolaşan oturma sekileri yapılmıştır.

Naos ve apsis arasında yer alan bema kısmında kemerli ve arşitravlı olarak düzenlenmiş bir templonun izleri bulunmaktadır. Templonun görülebilen yüzeylerinde kazıma tekniğinde yapılan geometrik bezemeler mevcuttur. Şapelin bema bölümünün işçiliği ve düzenlemesi diğer şapellere göre daha kaliteli bir görünüm arz eder.

Adını bemasının kuzey duvarında yer alan propoganda amaçlı olarak Yunanca yazılmış yazıdan almıştır. Yunanca yazının 20. Yüzyılda şapele sığınan bir Yunan Askeri tarafından yazıldığı zannedilmektedir.

Kybele Kutsal Alanı

Doğa Tanrıçası olarak bilinen ve ilkbaharda tabiata bereketi getirdiğine inanılan Kybele, Frig dininin en önemli sembollerinden biridir. Mitolojiye göre "tanrıça", Attis isimli bir gence aşıktır. Attis, Pessinus kralının kızıyla evlenmek üzeredir. Düğün sırasında tanrıça, Attis'in karşısına çıkar, onu çıldırtır ve kendi kendisini hadım etmesini sağlar. Bu sırada Attis'ten akan kan toprağı sulayarak burada bitkilerin fışkırmasına ve bir çam ağacının ortaya çıkmasına neden olur. Bu mitolojik olay Frig dini törenlerinde başrahibin kendi kendisini hadım etmesiyle devam ettirilir. Akan kanın toprağa karışmasıyla erkeklik gücünün bütün tabiata geçtiğine ve bereketin artacağına inanılır.

Kybele'nin çıplak kayalıklarda yaşadığına inanıldığı için kutsal alanları genellikle kayalıklar üzerine kurulmuştur. Kaya yüzeylerine görkemli anıtlar inşa edilmiş, kayalıkların zirvelerine basamaklarla ulaşılan sembolik tahtlar oyulmuş ve tanrıçaya sunulan kurbanların kanlarını akıtmak için dairesel oyuklar yapılmıştır. Dağlık Frigya'da bu şekilde yapılmış pek çok örnek vardır.

Afyonkarahisar'da da Kybele inancı ile ilgili çok sayıda anıt ve kabartma görülmektedir. İhsaniye İlçesi'ndeki Maltaş, Aslankaya ve Kapıkaya gibi anıtlar bu inanışla ilgilidir.

Ayazini'ndeki kayalıklarda tespit edilen Kybele tasvirleri, Avdalaz Vadisi'ndeki basamaklı açık hava sunağı ve buradaki kayalıkların üzerinde yer alan onlarca sunu çukuru da bu bölgede Kybele inanışını yansıtmaktadır.

Üç Kiliseler

Ayazini'nin kuzeybatısında, yerleşimin çıkışında Tuzambarı, Yarık Kaya veya Kesimhane gibi farklı isimlerle adlandırılan alanda üç kilise bulunmaktadır. Plan ve süsleme özelliklerinden yola çıkarak 9.yy-13.yy arasında tarihlendirilen kiliselerin arasında, Ayazini'nin kuzeyindeki vadiye ulaşımı sağlayan tarihi yol bulunmaktadır. Yol üzerinde yer alan kağnı tekerleklerinin oluşturdukları izler hala görülebilmektedir.

Bu üç yapı da tek nefli olarak tasarlanmıştır. Yapılar naos, bema ve apsis bölümlerinden meydana gelmektedir. Girişleri batı cephelerindeki açıklıklardan sağlanmaktadır. Yapıların naosları kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Naos ve bema bölümlerini birbirinden ayıran templonlar günümüzde büyük ölçüde ortadan kalkmıştır.

Yapılarda ayrıca naosu dolaşan oturma sekileri ve örtü sistemlerinde de iki yöne eğimli beşik çatılar görülmektedir. Bu kiliseler doğu cephelerindeki yarım daire formlu apsisler ile sonlanmaktadır. Yapılarda kazıma ile yapılan geometrik bezemeler, kırmızı aşı boyası ve fresko tekniğinde süslemeler bulunmaktadır.