parallax background

MEDENİYET

Frigler, bütün Avrupa’yı hatta dünyayı etkisi altına alan Yunan Uygarlığını, özgün ve Anadolu ağırlıklı bir kültür oluşturup etkilemişlerdir. Günümüzde Eskişehir, Afyon ve Kütahya’nın bulunduğu topraklarda yaşayan Frigler, aynı topraklarda yaşayan Yunan halkı üzerinde de büyük etki sahibi olmuşlardır. Bu etkileşim sonucunda Frig kültürü, Roma ve Yunan kültürü içinde kendi etkisini de katmıştır.

Dokumacılıkta çok ilerlemişler, tapates adı verilen kilim ve halılarında kullanılan motifler, Anadolu kilimlerinde de kullanılmıştır. Ağaç ve maden işçiliğinde, dokumacılıkta ürettikleri eserler Helenli ustalar tarafından taklit edilmiştir.

ANADOLU’NUN BEREKETLİ TOPRAKLARINDA BİR TARIM İMPARATORLUĞU KURDULAR

Tam bir çiftçi toplumu olan Frigler, Anadolu’nun bereketli topraklarında bulgurun atası kabul edilen siyez bulgurunu yetiştirmişlerdir. Günümüzde İhsaniye bölgesinde siyez bulgurunun ekimi ve hasadı yapılarak, bulgur, un gibi mamüllere dönüştürülerek ekonomiye kazandırılmaktadır.

HER ZAMAN BARIŞTAN YANA OLDULAR

Krallıkla yönetilen Frigler her zaman barışçı bir toplum olmuşlar, askerliğe fazla önem vermemişler, sadece kral ve sarayı koruyan birlikler oluşturmuşlardır.

BEREKET TANRIÇASI KYBELE’YE TAPTILAR

Anadolu’nun bereketli topraklarında hüküm süren Frigler, çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşmış, bu bereketli topraklara saygısından genç kızların, doğanın, şehirlerin, bolluğun ve tarımın bir koruyucusu; Ana Kraliçe Kybele’ye tapmıştır.

Frig dininin önemli merkezi ise günümüzde Eskişehir ilinin içinde yer alan, Yazılıkaya’dır. Frigler Yazılıkaya’ya bir çok kaya anıtı yapmıştır. Güneş Tanrısı Sabazios ve Ay Tanrısı Men de Frigler’in önemli tanrılarından bazılarıdır.

TARIMI KORUMAK VE GELİŞTİRMEK İÇİN ÖZEL KANUNLAR KOYDULAR VE UYGULADILAR

Friglerin en önemli geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktı. Tarımı korumak ve geliştirmek için özel kanunlar ve kurallar koymuşlar, öküz kesenin ya da saban kıranın cezasının ölüm olduğu, ekili araziye zarar verene yaptırımlarının ağır olduğu cezalar uygulamışlardır. En büyük gelirleri tarımdan olduğu için o konuya çok önem vermişlerdir.

ANADOLU’NUN İLK KUYUMCULARI OLDULAR

Anadolu’nun ilk kuyumcuları olarak bilinen Frigler, maden işlemeciliğinde de ileri bir seviyeye ulaşmışlardı.

FLÜTÜN VE PEK ÇOK MÜZİK ALETİNİ İCAT ETTİLER

Müzisyenlerinin ünü ülke sınırlarını aşan Frigler, Helenleri müzik alanında da etkilemiştir. Zillerin, lirlerin, flütlerin, sipsinin, üçgen çalgı ve syrinx (ilkel flüt)’in buluşunu Friglere dayanmaktadır.

‘’FRİGYA GAMI’’NDAN ‘’MUHAYYER KÜRDİ’’YE YOLCULUK YAPTIRDILAR

Friglerin müzik aletlerinde olduğu gibi müzik makamları da isim değiştirerek günümüze ulaşmıştır. “Frigya gamı”, Akdeniz insanını en heyecanlandıran makamdır. Osmanlı müziğinde Frigya’ya denk gelen makamın adı “Muhayyer Kürdi”dir. Frigler'e ait çifte kavaldan çıkan melodiler ise günümüz türkülerinin temelini oluşturmaktadır. Pek çok Yunus Emre ilahisinde de Frigya gamının örnekleri görülmektedir.

TARİHTEKİ İLK MÜZİK YARIŞMASINI YAPTILAR

Tarihin ilk müzik yarışması Apollon ve Marsyas arasında Dinar Suçıkan’da gerçekleşmiştir.

Antik Yunan’da ise Helen müzikçilerinden Terpandros, Frig müzik aleti olan yedi telli lir ile Lidyalılar’ın yaptığı müzik yarışmasında birincilik kazanmıştır.

ANADOLU’DAKİ İLK TÜMÜLÜSLERİ YAPTILAR

“Tümülüs” Frigler tarafından yapılmış yapay mezarların genel adıdır. Frigler’den önce bu tümülüsler Anadolu’da görülmemiştir. Arnavutluk ve Makedonya’da soylu kişileri gömmek için kullanılan bu ölü gömme tekniğinin birden ortaya çıkması bize tümülüs mezarlarının Frigya’ya dışardan gelmiş olduğunu gösterir. Büyük olasılıkla Frigler, Anadolu’daki ölü gömme geleneklerini Frigya’ya yerleşince de devam ettirmişlerdir. Frigler ölülerini tümülüslere ya da kayalara oyulmuş mezarlara gömerlerdi. M.Ö hüküm sürmüş diğer ön Asya ülkelerinde görüldüğü üzere, Friglerde de kayaların içine oyulmuş kral mezarları mevcuttur. Çok büyük olan bu mezarların içine kralın ölüsüyle birlikte onun hayatta en çok sevdiği eşyaları da beraber gömülmekteydi.

HAYVAN ÖYKÜLERİNİN(FABL’LARIN) BULUCULARI OLDULAR

Hayvan hikayeleri anlatım geleneği olan fabl Frigler zamanında Amorium’da(bugünkü Emirdağ-Hisarköy) yaşayan Ezop tarafından ilk kez hikayelerinde kullanılmıştır.