ŞİFALI FRİGYA

Tarih boyunca bölge içine barındırdığı sıcak su kaynakları sebebiyle Frigya Salutaris (Şifalı Frigya) olarak da anılmıştır. Eski Tunç çağından beri varlığı bilinen sıcak su kaynaklarımız, Frig döneminde, insanların kullandığı kaplıcaya dönüşmüşlerdir. Bu bölgede yer alan Gazlıgöl ve Hüdai kaplıcaları bu dönemden itibaren insanların şifa aradığı ve bulduğu yerler olmuştur. Şifalar ülkesi Frigya Salutaris’in (Şifalı Frigya) şifa kaynağı olan sıcak suları efsaneye göre ilk kez Frig kralının kızının Gazlıgöl’deki termal kaynağa girip vücudunu kaplayan çıbanların iyileşmesiyle insanlara şifa dağıtmaya başlamıştır.

Efsaneye göre Kral Midas’ın kızı Suna büyür, güzelleşir, yüzünden güller, ağzından inciler saçılır. Ne olur, nasıl olur bilinmez, Suna çaresiz dertlere düşer. Vücudunun her yerinde çıbanlar çıkar. Ülkenin bütün hekimleri seferber olur ama nafile. Dünyalar güzeli Suna, her geçen gün çirkinleşir. Bir yandan çirkinlik, bir yandan çıbanların verdiği acı aklını başından alır. Ağlaya, inleye kendini yollara, dağlara vurur. Yüreği kızının acılarından daha çok yanan Midas, peşine gözcüler takar. Suna, döner dolaşır, Afyon yakınlarına gelir. İçmek ve biraz olsun serinlemek için su ararken, otların arasından bir su görür.

Atar kendini suya, kana kana içer. Suyun değdiği yerlerde bir tatlılık hisseder. Salıverir kendini suyun içine. Ağrıları hafifler, kendini çimlerin üzerine bırakıverir. Aylardır uyku görmeyen gözleri kapanır, derin bir uykuya dalar. Suna, uyanır uyanmaz suya atlar. Ağrıları azalır, çıbanları kurur. Suna’nın iyileştiğini anlayan gözcüler, yanına gelip, onu krala götürürler. Kral Midas, kızını eskisi gibi sağlıklı görünce şaşırır, kucaklayıp sorar: “Hangi hekim iyileştirdi seni?

Söyle hekim başı yapayım.” Suna; “beni hekimler değil, ülkende çıkan bir su iyileştirdi” der. Bunun üzerine Midas, “tez bu suyun başına bir hamam yapılsın, gelen geçen dertliler derman bulsun” diye emreder. Buraya bir hamam yapılır.

Yani Gazlıgöl, o gün bu gündür insanlara şifa dağıtır.